
Zaman akıyor ama senin için değil. Günler birbirine karışıyor, sabahla akşam arasındaki fark anlamsızlaşıyor. Yatağın bir mıknatıs gibi; kalkman gereken anlarda bile bedenin değil, ruhun ağırlaşıyor.
Dışarıdan biri “yorgun musun?” diye sorduğunda, “yorgun” kelimesi bu hissi anlatmakta o kadar yetersiz kalıyor ki… çünkü bu, uyuyup geçecek bir yorgunluk değil; var olmaktan yorulmak gibi.
(Duygular yok, ya da hepsi birden.)
Bazen hiçbir şey hissetmiyorsun. Sanki içindeki sesler susmuş, renkler solmuş, dünya gri bir filtreden geçiyor. Ama bazen de küçük bir şey — bir bakış, bir kelime, bir anı — birden bütün duyguların duvarını yıkıyor.
O an, ağlamakla boşluğa bakmak arasında kalıyorsun.
(Kendine yabancılaşma)
Aynaya baktığında tanıyamıyorsun. Ne yaptığını, niye yaptığını, kimin için yaşadığını bilemiyorsun. Kendini eleştirip duruyorsun, içindeki ses hep aynı cümleyi fısıldıyor: “Sen yeterli değilsin.” Ve bu cümle, bir noktadan sonra doğruymuş gibi geliyor.
Depresyon, sadece “üzülmek” ya da “moral bozukluğu” değildir.
Depresyon Nedir?
Beynin duygu düzenleme, motivasyon, düşünme ve enerji sistemlerinin belirgin şekilde yavaşladığı, en az iki hafta süren, kişinin günlük yaşamını etkileyen bir durumdur. DSM-5’e göre depresyon tanısı için aşağıdaki belirtilerden en az 5 tanesinin, en az 2 hafta boyunca, günün büyük kısmında görülmesi gerekir.
1. Sürekli çökkünlük veya boşluk hissi
Kişi kendini neredeyse her gün üzgün, boş, donuk ya da “hiçbir şey hissetmiyorum” gibi tarif eder. Bazen ağlayamaz bile; bazen de en küçük şey bile ağlatır.
2. Eskiden keyif veren şeylerden artık keyif alamamak
Buna anhedoni denir. Eskiden zevk aldığın; (müzik dinlemek, arkadaşlarla buluşmak, gezmek ,oyun oynamak ve hobiler) artık “hiçbir şey ifade etmiyormuş” gibi gelir. İstersin ama içinde o istek yoktur.
3. Uyku düzeninin bozulması
-Çok uyumak (12–14 saat) ama yine de dinlenmemiş hissetmek.
-Ya da tam tersi: uyuyamamak, defalarca uyanmak
-Depresyonda uyku bir türlü normale dönmez.
4. İştahta belirgin değişiklik
-Çok az yemek → belirgin kilo kaybı
-Kontrolsüzce yemek → kilo artışı
DSM-5 burada diyet yapmıyorken ortaya çıkan değişimi kasteder.
5. Yorgunluk ve enerji düşüklüğü
En basit işler bile ağır gelir:
• banyo yapmak
• evi toplamak
• hazırlanmak
Beden değil; ruhun yorulmuştur.
6. Kendini değersiz hissetme, suçluluk düşünceleri
Depresyonda zihin acımasızdır:
“Ben hiçbir işe yaramıyorum.”
“Herkese yük oluyorum.”
“Her şey benim yüzümden.”
Bu düşünceler gerçeği yansıtmaz; hastalığın yanıltıcı sesidir.
7. Dikkat ve odaklanma güçlüğü
DSM-5’e göre bu çok tipiktir. Kitap okuyamazsın, bir videoya odaklanamazsın, karar vermek zor gelir.
“Zihinsel sis” dediğimiz bir hâl olur.
8. Hareketlerde yavaşlama veya aşırı huzursuzluk
Bazı kişilerde:
-konuşma yavaşlar
-hareketler yavaşlar
-durgunluk olur
Bazılarında ise:
-iç sıkıntısı
-yerinde duramama
-amaçsız dolaşma
gibi tersine bir huzursuzluk görülür. İkisi de depresyon belirtisi olabilir.
9. Ölüm düşünceleri / yaşama isteğinin azalması
Bu, DSM-5’in en önemli kriterlerinden biridir. “Keşke uyusam da uyanmasam” gibi pasif düşünceler bile bu kategoriye girer. Aktif olmayan ama süreklilik gösteren yaşamdan çekilme isteği depresyonun ciddi belirtisidir.
Depresyonun DSM-5’e göre tanımladığı ana özellik ne?
Bu belirtiler en az 2 hafta boyunca sürmeli ve kişi için belirgin bir sıkıntıya veya işlev kaybına yol açmalıdır.
Yani:
-İşine gidemiyorsa
-Sosyal hayatı bozuluyorsa
-Derslerine, ilişkilerine, günlük sorumluluklarına devam edemiyorsa bu belirtiler artık bir “moral bozukluğu” değil, klinik depresyon düzeyindedir.
Hazırlayan: Psk. Ömer Balaban